13 Ağustos 2011 Cumartesi

BU BİR FİLM MİMİDİR...:)

sevgili ÖZLEM blogunda böle keyifli bir mim paylaşmış...
okuduğumda en kısa zamanda inşalllah yazabilirim diye düşünmüştüm ,anca kısmet oldu...
.''Çok beğendiğiniz, izlemekten asla sıkılmayacağınızı düşündüğünüz 3 filmi, neden bu kadar beğendiğinizi de açıklayarak yazın''
işte konusu bu...

 şimdi ben balıklama atladım konuya fakat şöyle bir sorun var,ben kuzey doğduğundan bu yana yani tam 16 aydır sinemaya gitmedim...
evde izlemek ise tam bir işkenceye dönüşüyordu,filmi taktıktan 15 dakika sonra içeriden bir ağlama sesi hoppp film kalıyordu yarım:)
artık hep aynı sey olacak diye düşünürken tam üç aydır film izlemeye basladık.artık uyku saatleri düzenlendi çünkü.

önceden olsa söylecek cok sözüm olurdu elbet,fakat şimdi özlem kadar detaylı film acıklamaları beklemeyin benden,birde ben onu biliyorum ,o gercekten filmlere aşık bir kadın mutlaka her akşam bir adet izliyor,ufkum onun kadar geniş değil malesef:)))

ilk aklıma gelen:
kuzey'le izlediğimiz ilk film,'' ask tesadüfleri sever'' oldu...
eşim ve ben cok bir sey beklemeden baslamadık izlemeye,zaten diken üstündeyiz kuzey uyanacak diye...neyse basladı film,konusu da iyiydi...
bol ağlamaklı bir filmdi.özgur ve denizin tesadüfen birleşen yolları ve tesadüfen küçükkende aşık oldukları ,kavuşmak için cabaları ,küçük fotoğrafcı dukkanından buyuk ve unlu olmaya uzanan bir hikaya özgur...ben zaten mehmet gunsurun oyunculuğunu beyeniyordum belçim erdoğanda çok iyiydi...
yonetmeni:ömer faruk sorak 

film bittiğinde ikimiz de ağlıyorduk...
ben kendimden çok sey  bulmuştum,imkansızlıklar vb...ağlamalarımın coğu karakterlerde kendimi bulmam dı sanırım...


ikinci film:
çokkkk ama çookk severek izlediğim etkilendiğim,ağlamaktan kilitlendiğim bir film...dedemin vefatı ile aynı zamana denk gelen '' BEYAZ MELEK''...
mahsun kırmızıgülün yazıp yönettiği bu filme acayıp onyargılarla gitmiştim,ne kadar iyi olabilirdi ki...film basladı evet hersey normal gidiyordu ama ben yasadım sanki o anda,ağladım,sevindim,keşke dedim,ah dedim vah dedim,biz ne olacağız acaba dedim...bir sürü sey daha...beklentim sıfır olarak gittiğim bu filmden yuksek beklentilerle çıktım,hatda dayanamadım ve yonetmen kimliği ile beyenimi bildiren bir mesajda yazdım filmin sitesine,aynı sekilde ikinciside süperdi benim için...
''GUNESİ GÖRDUM''...
bu sefer bilerek isteyerek yuksek beklentılerle izledim filmi...buda aynen gayet basarılı benim için...



üçüncü filmim:
''ISSIZ ADAM''
herkez cok beyenmişti,acayıp yorumlar yapılmıştı uzerine,gıtmek farz olmuştu artık,merakla  gitmek için can atıyordum,neredeyse bıtmek uzereydı izlediğimde film...
müziklerine hayran kaldım,unuttuğumuz,hatırlamadığımız bir cok sanatcının varlığını hissettirdi,ben yeniden humeyra ve ajda pekkan-semiramis pekkan dinlemeye basladım,etkilenmiştim doğrusu...
bir erkeğin mutfağı bu kadar iyi kullanmasına karşın,kendini yönetememesi tutuk ruhlar içinde barınmak istemesi,aşka karsı saygı duymaması ve inanması uzerıne kaybettiklerinin yanında duyduğu pişmanlık,keşkeler...en son karşılaşma sahneleri ve içlerinden konuşmaları benim bittiğim andı...
çağan ırmak bence yonetmek olarak gercekten çok iyi bir isim...tüm filmlerini severek izledim,her yaptığı filmi kaçırmak istemedim...
''babam ve oğlum'' mesela benim için dönüp dönüp tekrar izlerim dediklerimden...
''mustafa hakkında hersey'' aynen öle...
buna keza dizilerinide cok seviyorum...



severek yaptığım bu mim için özlem'e tesekkur ederim...
dediğim gibi ben donanımlı değilim bu konuda ama yazmak geldi içimden,severek yazdım,severek anlattım...
sizde isterseniz anlatabilirsiniz...
film sever tüm anneler bu mimi üzerine alınabilir...