17 Mayıs 2012 Perşembe

BİRİSİ DİYET Mİ DEDİ :))


offff her zaman ki gibi değişmez kural ben yine diyetdeyim...
ne çilem varmış allahım dolmadı gitti,kilolar beni bırakmadı,ben onları bırakmak için deli divane oluyorum oysa,kendimi paralıyorum,aç kalıyorum be en önemlisi ,aç yatıyorum ben.
karnımdan gurul gurul sesler geliyor,aç da uyunmuyor be arkadaş ...
ne yapayım yemekten öle genişlemiş ki midem alışsın artık diye az yemeye gayret ediyorum.
bir haftayı geçkin bir süredir diyetdeyim öle bilindik şeyler değil benim ki yağı ,tuzu,şekeri,unu kestim.
sebze ağırlıklı besleniyorum.zeytınyağlılar tüketiyorum yaz geldi falan diye.
çorbalar,salatalar zaten vazgecilmezim,sabahları yıyebildiğim kadar domates salatalık tüketiyorum.
bol su meyva cayları,bitki cayları bişiler yapıyorum işte.
yürüyorum en önemlisi bu,evde de spor yapmaya çabalıyorum,leslie yada bazı egzersizler ,hiç bişi bulamazsam açıyorum müziği göbek atıyorum ,zumba yapıyorum ...
aslında hiç aklımda yoktu bu diyet olayı,ta ki bir ay evvel kendime bir gömlek aldım ve dar geldi olmadı hemde 40 beden olmasına rağmen.cok üzüldüm.ve ben onun içine girmeliydim yapmam gerek dedim başladım.
haaaa işin garip yanı hiç ama hiç kilo veremedim...
sadece şaka gibi kalın olan belim erimeye başladı benım belden yana bır sıkıntım yok ki,tek derdim basenler.
şimdi sizlere kendimce yaptığım diyet mamaları paylaşıcam belki aranızda diyetde olan vardır işine yarar...

ilk foto keten tohumlu kurabıye:
içinde bir su bardağı lor peynıri-bir yemek kaşığı corekotu-dereotu-bir yumurta-yarım cay bardağı zeytınyağı-bir su bardağı dovulmus cevız ve aldığı kadar yulaf kepeği var...
yoğurup hepsini top top yapalım ve keten tohumuna batırıp 170 derecede 15 dk pişirelim...

ikinci foto yulaflı krep:bir yumurta-bir su bardağı yağsız süt-bir yemek kaşığı lor-biraz maydanoz-akıskan bir hamur olacağı için aldığı kadar yulaf kepeği

16 Mayıs 2012 Çarşamba

KEŞKE SÜT ANNE OLABİLSEYDİM ....


bugün tesadüfen nurti annelerinden duydum gülben ergen'in programında ''anne sütü'' konuydu ve nurtiden de
 bazı anneler vardı.daha evvel projeyi duyduğum için aşinaydı kulağım ...
birde denk düşünce izlemek istedim...
bu projeye önderlik eden bir anne var,''MARKAANNE''...
tam olarak anlamı anne sütü olmayanlar,olanları bulsun...
düşünün ki bebeğinize fazla gelen sütünüz var sizi rahatsız etmesin diye de sağıyorsunuz hatda saklıyorsunuz,peki bebeğinizin karnı doyduktan sonra geriye kalan bu fazla sütü neden bir başka bebek emmesin.
anne sütü alamayan  o kadar cok bebek var ki,ben isterdim ki süt verdiğim dönemde duyayım bunu,isterdim ki süt anne olayım,kuzey'ın bir sürü süt kardeşi olsun.
aslında çok istedim biliyor musunuz?
kuzey emmeyi redettiği dönemde cok zor atlatılması cok güç bir dönemden geçtim ben...
darmaduman oldum,toparlanmam baya zaman aldı.
çok fazla sütüm vardı ama kuzey kendi isteği ile emmeyi bıraktı,süt dolu göğüsler çatlamak üzereydi artık,hatda sağarken ağlıyordum canım yanıyordu,sağamıyordum,en sonunda sol kolumu hareket ettiremez hala geldim,sağamadığım sütlerden dolayı bir gece ateşlendim ve kendimi doktorda buldum,makina ile sağma işlemi yapılırken çok istedim hastanede bir bebek olsun ve emzireyim ama kime gidip odasının kapısı çalınıp kusura bakmayın ama anne sütüm çok fazla mümkünse bebeğinizinde ihtiyacı varsa emzirebilirmiyim denirmiydi? ya o annenin tepkisi nasıl olurdu,kendisi istemeden sorulmazdı bu soru.
tam üç ay kendi kendime sağdım ve bu sütlerden yoğurt yaptım yınede yemedi oğlum,biberon zaten almıyordu,her şekli denedim ama içiremedim.
üç ayın sonunda artık bezmiştim ne yaparsam yapayım asla azalmıyordu sütler ve çevremde emzirebileceğim bir bebekte yoktu ne yazık ki...
ben de doktor kontrolü ile sütü kesmeyı denedim zaten o sancılı donemlerde bir göğsüm mastit olmuştu bile.
bugun programı izlediğimde içim burkuldu keşke dedim keşke...
şimdi eğer sizlerde süt anne olmak isterseniz yada bebeğim anne sütü alsın derseniz markaannenin sitesini ziyaret edin orada ki formu doldurun ve bir bebeğe sütünüzü verin yada bir anneden anne sütü alın.
bu gönül bağı tartışılmaz muazzam bir köprü...
emeği geçen herkesi gercekten can-ı gönulden ayakta alkışlıyorum ve sonuna kadar destekliyorum.
ULAŞMAK İÇİN TIK TIK

25 AY SONUNDA

ben bugün bir karar aldım kendimce...
önce gittim uzun zamandır aklımda olan kitabı okumaya başlamaya karar verdim...
bundan kelli kendim için bir şeyler yapacaktım,kararlıydım ...
acayip bir durum anlatamam kitapçıdan içeriye girdim ve ben dağıldım .hangisini aldım ,içimde bir heves var hepsini alsam okusam diyorum.ama ben ''aşk'' romanını merak ediyordum ilk önce bu dedim kararla.
şimdi bu postu yazdıktan sonra kuzey de hazır uyumuşken ben tam 25 ay sonunda ilk kez bir kitabın sayfasını açıyor olucam çok mutluyum ve sabırsızlık ediyorum:)
haaaa bugün kitap okuma dışında aldığım bazı kararlarda var kendimle ilgili hepsi,ben soluksuz yaşadım iki sene...etrafıma bakmadan,kafamı pencereden uzatmadan,yeni çıkan kitapları son çekilen klipleri takip etmeden.kendimce bir film alıp hadi izlesem demeden.
en sevdiğim şarkıcıların son cd'lerini bile bilmiyorum,kim neyi sölüyor deseler ben ancak dandini dandini dastana diyebilirim o derece anne modundayım anlatamam..

kuzey bensiz durmuyor diye onu bırakıp eşimle iki saatliğine sinemaya gitmemiş bir insanım ben,yeter ki bensiz olmasın ,aman ağlamasın ,ya sonra vicdan azabı çekersem ya anne diye ağlarda iki saat susmazsa eee nerede kaldı o filmin keyifi dedim gitmedim.eşime hep sen git,sen yap,ben evde kalırım,aman kuzeyın dişi,aman kuzeyın uyku saati,aman ben gelmesemde olur sen eğleniyorsun ya dedim hep bir bahane hep...
ama farkında olmadan bir bunalımın eşiğinden kendi kendime konfetiler saçtırdım ben ...alkış kıyamet bir depresyon modları,hoppppp ne oluyor dememle sarsıldım bugün kitapçıda.
kuzey rahat durmadı baktırmadı hemen eline onu oyalayacak bir şey verdim ve doyasıya olmasada bakındım aldım ve çıktım.
sözüm sözdür ey blog bu akşamdan sonra kuzey'in en sevdiği kişilerle belirli saatleri geçirmesine olanak sağlanacak,kimseyi ama kimseyi olumsuz sözler söleyen aaaa sen annesin ne işin var orada otur evinde ,en büyük mutluluk sana evladın bırak kızım böyle dışarıda olmaları falan demelerinide duymuycam.
evet konuşsunlar,sölesinler ne derlerse desinler.
bunu bana yapan en yakınım babam...kuzey'i bir saat bırakamam anneme kadını yer bitirir,nerede kaldı bu kız bak bak keyif mi yapıyor çocuk da huysuzlandı şimdi,ara hemen gelsin,olmaz bu iş böle konuş bir daha bırakmasın,durmuyor,oturmuyor,yemiyor annesi yok diye yapıyor diyormuş,kadın da otomatikman bana diyor ki bırakma çocuğunu.
hayır bırakıcam sizde onun buyukannesi ve buyukbabasısınız onunla vakit geçirin,ısının ,alışın birbirinize.ve en önemlisi bana olanak sağlayın sizler bugunler için varsınız.yolumu açmak bana destek olmak ,yükümü biraz da olsa hafifletmek için.
aldığım bir karar da şu evet eşimlede çıkmalıyız ,yalnız olmalıyız ama benim kendi arkadaş çevremlede biraz vakit geçirmem gerekli.
ruhum özledi,biraz müzik,biraz sohbet biraz ucundan yakalamak hayatı çok şey mi istiyorum ki ben.
ben iki senedir kendimce bir şey yapmadım.aldığım kiloları bile oğlum için dedim,o sağolsun dedim,elbet gider dedim.arkamdan konuşan beni etkileyen,acaba ikincimi geliyor diye kiloma laf eden herkesi karşıma aldım ama yok bundan sonra ilk önce kendim için zayıflıycam.bakalım bir hafta oldu az olsun ama temiz olsun diyorum.
düşünüyorum da bu kararlarımın etkili olmasında kuzeyın büyümesinin çok etkisi var,evet artık iki yaşında,artık bensiz 2- 3 saat geçirebilir,buna alışabilir.
bebek değil,acıktığını,susadığını,hangi oyuncakla oynamak istediğini,birisinin ona nasıl davranmasını istediğini konuşamasada bir şekilde anlatıyor.
sanırım bu bu deneme süreci ikimiz için de faydalı olacak...
ikimizde birbirimizde bağımsız olacağız.
şimdi ben kitabımı okumaya giderim sizlerede kocaman sevgiler sunarım:)))

10 Mayıs 2012 Perşembe

25 AYLIK KUZU

 canım oğlum benim, iki yaş sendromumun getirmiş olduğu bir olgunluk evresinde sanırım.artık benden bağımsız ama bir o kadar da kanguru misali yaşamaya başladık.eğer ki canı isterse kendi kendine oyun kurabilecek kadar abi,ama canı istemezse sütünü bile kucağımda tek kolumla tutarak bana çin işkencesi eşliğinde yaptıran kundak bebesi:))
aktivite alanlarında eğer bende varsam ve alanda ki diğer çocuklar ona müdahale etmezlerse gayet guzel işler çıkarıyor.
ama farzı misal alanda bır cocuk kuzeyın yanına geldi,onunla oyun kurmaya calıstı veya sarılmak ,dokunmak ,ten teması kurmak istedi işte o zaman olan oluyor ipler kopuyor,bizim ki ya karsısında kine tepki veriyor,yada kendini yere kapaklıyor yada cıkalım buradan diye tutduruyor,mümkün mertebe bende sorun cıkarmadan onun eğlenmesini ve keyıf almasını sağlamaya cabalıyorum.eminim ki buda bir surec kendi kendine çok üzerine gitmeden atlatacak diye umut ediyorum...

ilgisini hala çok sabit bir yerde tutamıyorum.herseyden cok cabuk sıkılan bir yapısı var ne yazık ki bu kötü huyunu benden almış işte.
boya kalemlerini seviyoruz,bana bebek yap diyor ,çöp adam çiziyoruz falan sonra kendisi cıvıtıyor ve karalıyor hepsi bu kadar...mesela fotoda görüldüğü gibi kağıda çizmekten vazgecip kutusunu boyama çabaları içinde işte...aslında o boya yapmasın ama kalemleri yerlerine dizsin ,sonra tekrar bozsun daha cok keyıf alır...

son zamanlarda gıda alımında ve dengeli beslenmesinde de bayaca zorluklar yasıyorum.bazı zamanlar oluyor ki ağzına lokma koymuyor,tüm gun ayranla geciştirip elinde salatalık yada elma kemirebiliyor.o minicik parmakları sürekli ağzında hemde en dibine sokarcasına itiyor bellki zor bir dönem geciriyor kuzum,azılarını çıkarmak üzerine ama düzenli beslenmiyor diye cok üzülüyorum evvelinde öyle güzeldiki menülerini tam bitirirdi iştahlıydı ama şimdi öle bir an geliyor ben ayran içtiğine bile seviniyorum boğazından bir sey gectı midesine en azından diyorum.ve bazen öle anlar geliyor ki böle şırınga ile ağzına versem vericem yani,öle zorlanıyorum.
uykularımız son zamanlarda eskiye nazaran daha da düzeldi cok şükür,bizim de kendi çapımızda düzensizlik içinde de olsa bir düzenimiz var artık.gece sütünü istediği vakit bil ki uykusu gelmiş,sütünü içer nennisine sarılır ve yatakda bir kaç dönme dolanma pozisyonundan sonra kendi kendisine uykuya dalar,ayakta sallanması falan cok zaruri durumlar için gecerli.
gezme dolaşma durumumuza gelirsek eğer,bilirsiniz ki kuzey 4 aylıktan bu yana duzenli iki oyun grubunda yer alıyor,aktıf olarak katılıyor ben asla onu hıc bır yerden esirgemiyorum.ana -oğul artık yollardayız ve daha cok keyıf alıyoruz herseyden.tek bir sorunumuz otobus ve mınıbuse baston pusetımız ile binerken yasadığımız tasıma zorluğu.biraz yardımsever,biraz sorumluluk sahibi insanlarımız karsımıza cıkarsa oh ne ala...
yoksa işimiz zor çocukla bu ayrı bir post konusu bile olabilir,yollarda bizi bekleyen zorluklar cok fazla zira bebeinle evde otur ne işin var gezmede diyen insanlarımızı bile gördüm.elimde puset var diye kapısını acmayan minibüs şoföründen tutda ,ayakta kalıp 35 dk.cocukla gıtmek zorunda kaldığım otobusude gordum.
herneyse ,evimizde işimi yapma ,yemek yapma konusunda artık elime eteğime yapışan bir ufaklık yok,o an ki durumuna bağlı olarak sebze kurutucusuna mandal koyup saatlerde oynarken ben yapmam gerekeni yapıyorum bile.onun büyüyor olması hayatımızı kolaylaştırıyor ve sevgili blogger anneler ben hep üç yasına geleceği zamanın hayalini kuruyorum öle cok övüyorlar ki cok yaşanısı bir dönemmiş:DDD
SEVGİLER