25 Haziran 2010 Cuma

kuzey'im üç aylık oldu...


uzun bir süredir yazdım yazıcam hep erteliyorum;hoş zaten evde net yok,net olmadığı için de kafamda binbir guzellikler hep yazasım geliyo ...annemdeyim,kuzeyde annemle oynaşıyo...acayip hoşuma gidiyo burada olmak ben bitek emzirmek için alıyorum kucağıma,bana sıra gelmiyo.kuzey beyden seçmeler diyelim azcıkta:
*üç aylık olduk,kilomuzdan habersiziz aslında bugun gidecektik sağlık ocağına ama üşendim.
*artık agucuklar yapıyoruz,utanmasa konuşacak sanki
*iki elinide tanımaya başladı,havaya kaldırıp ellerini incelemeye başladı (aaa bunlarda benim mi der gibi bakıyor)
*ninni sölememi hiç istemiyor ,çok duygusal bir çocuk hemen o dudaklar büzülüyor
*gözleri ile beni arıyor artık sesimi tanıyor
*çıngırak vb.ses çıkaran seylere daha dikkatli bakıyor?çok kötü ama tv izliyo,bilinçli yapmıyor ama bakıyor baya ilgili
*değişik meyvelerin tadına tadına bakmaya başladı ,sadece dilinin ucu ile de olsa yeni tatlar hoşuna gitti sanki
*sıcak havadan hiç hoşnut değil hep popom açık kalsın diyor

şimdilik kuzey ile aklıma gelenler bunlar ,ben ona oda bana yeteri kadar alıştı sanırım,idare ediyoruz bi şekilde,sadece hala tek sorunumuz gece uykuları ,nedense sabah ezanı hoca allahu ekber diyor kuzey bey de imama eşlik ettikten sonra uykuya dalıyor...

bana gelince ;saçlarım hala çok iğrenç ben hala boyatamadım çünkü öle çok kararsızım ki.röfleden vazgeçsem mi tek renge dönsem mi bilmiyorum...
kafam çok karışık.tek renk yaparsam bal köpüğü,açık karamel yada kumral düşüyorum...kendi kendimi telkin ediyorum olsun azcıkta düz renk kullan falan diye ama kararsızıım ....fakat yarın boyarsam ehmen paylaşıcam resmimi...
bu arada doğumdan sonra ilk ke regl oldum tam bir sene sonra baya zor oldu,epeyce bir alışmıştım çünkü.haa bu arada bu sekilde sac boyanırmı onuda bilmiyorum herkes bbu konu hakkında farklı seyler sölüyor...
öpüldünüz....

19 Haziran 2010 Cumartesi

KARMAN ÇORMAN....

Bugun azcık tuaf başladı benim için ,zaten son 3 gundur sürekli ayna ile beraberim...ne yapayım gözümü alamıyorum,kuaförüm saolsun beni öle bir sebeğe çevirdi ki aynaya her bakışımda sinirmden kuduruyorum...
çarsamba gunu ,ne zamandır diplerim çıktı rengini kırdırayım diyordum ,yaptırdım...burda bizim esnaflardan biri kuaför olan,ayıp olmasın yan yanayız diye hep ona gidiyorum iki yıldır,ama bu sefer elamanı çıkmış kendi tek,para işte tatlı geliyor hem benimle ilgilenmesi gerekliyken gene müşteri aldı ve herkesin işi acele tabi,benim sacıma açıcıyı sürdü ve unuttu tabi benim kafam nası karıncalanıyor,kaşınıyor...nese yıkadı hangi arada olduysa,bir de ne göreyim aynada aman yarabbi kızıl olmuş,hemde nası....hani yaşlı kadınlar beyaz saçlarının üzerine kına yakarlar ya aynı onun gibi,açıldıkça açılmış benim saçım...ve röflelerime ahenkle uyum sağlayan birde kızıllarım oldu sayesinde...ben eve gittim bu halde bebeğim ağlıyordu ,emzirdim ama aynaya bakamıyrum ev halkından da olağan zılgıtı yiyince hepten şiştim,akşam bir yere yemeğe davetliyiz bu saçla nası gidicem hemde tam bir saatim var hazırda değilim...
nese bir koşu yine kuaföre kaçtım,eşime bişi demedim biliyorum kızacak bana,gene ne yaptın iki arada bir derede neden bu gune sıkıştırdın diyecek...nese malum şahısta yaptığı hatayı anladı,düzeltmek istedi ama ne mümkün ...
üzerine paket atayım dedi...ben zaten çaresizim nedese kabulüm zaten birde gec kalmışım,ama sonuç hüsran ,benim sac rengim özellikle diplerim berbat oldu,ağlamak üzereyim,sinir harbi yasıyorum....
ve bugun  bir daha gittim,elimden bişi gelmez bişi yapamam dedi beni başından savdı birde esnaf olcak dost kazığı işte...
nese yarın daha cok bu durummdan bahsederim ne olcak şimdi nası duzelir bilmiyorum kumrala mı boyatsam...
birde yarın ilk babalar gunumuz bakalım nasıl gececek....

16 Haziran 2010 Çarşamba

sevgi

bu sabah kocişle sevgi üzerine konuşuyoruz...biz daha 2,5 aylık anne babayız,hayatımızı yöneten muhteşem bir varlık var dünyamızda.amacımız artık ona sahip olabileceğinin en iyisini sunmak hayatda,ona dair ne varsa sorgusuz sualsiz gercekleştirmek istiyoruz.belki standartları çok yüksek bir yaşam sunayabiliriz,ama her anne baba gibi bizde en iyi okullara gitsin,en kaliteli eğitimleri alsın isteriz,gönül neler istiyor.
tüm bunları sınırlı sayıda sunabilsekte,ona koşulsuz-şartsız,uçsuz bucaksız sevgimizi verebiliriz.onu biz istedik biliyoruz,bilinçli ebeveynleriz.o bizim yaşama sevincimiz,ona duyduğumuz sevgi tarif edilemez paha biçilemez,her anne baba içinde aynısı geçerlidir zaten...
ama bir gün olurda sevgimiz ikimiz içinde biterse bu evladımızı nasıl etkiler,konu bebeğimizse hangi sınırlarda bencil olabiliriz.sınırlayabilirmiyiz ona olan ilgimizi,sevgimizi,şefkatimizi...
sadece kendimizi düşünürek mi devam ederiz hayatımıza...
bir çocuk ne olursa olsun hakediyor sevgiyi,sevgi dolu bir yuvayı...
ben ,kuzey sevgi dolu bir çocuk olsun istiyorum,insnları ,doğayı,hayvanları sevsin ,değer versin.özünde sevgiyle büyüsün...
yaşamına kattığı insanlara seni seviyorum lafını kolayca söleyebilsin,içi dışı,özü sözü bir insan olsun istiyroum...
ben bunları sadece istiyorum,temenni ediyorum...
ama şunuda biliyorum sevgiyle büyüyen bir insan  da sevgisini sınırsızca sunabilir herkese...

14 Haziran 2010 Pazartesi

GEZDİK,TOZDUK,BAYA YORULDUK....

bugün süpriz yapalım ve babamızı ziyaret edelim dedik oğlumla...babamız ''merkezefendi tıp festivalinde'' bizde derman aktar olarak stand açtık.bu gece bitiyor ve benimde iş kadınlığım bölelikle noktalanıyor.hatda artık eve geçiyoruz,oğlumla başbaşa yalnız günler bizi bekliyor.anneannemizde salı günü tatile gidiyor zaten bir hafta yok,o gelene kadar evde olalım bari.belki bizde gideriz ama ben bebekle çekiniyorum açıkçası nası olur yapabilirmiyim diye.çünkü benim huysuz ve kolikli bir bebeğim var,birde gaz sancısı bol olan.orda nası olur ben rahat edermiyim meçhul,zaten iki aylık bebekle bir annenin tatil düşünmesi tartışılır...
oğluşum biraz buyuk olsaydı bu gece babamızla konser keyfi yapacaktık ama ben telden dinlemekle yetindim,orhan ölmezin konseriydi,severimde sesini hoş bir tınısı var.ama neyse artık geçti gitti...
stantda tüm gözler kuzey'in üstündeydi,kimse ürünlere bakmadı bile...
ama benim oğlumda yakışıklılığı ile baya satış yaptı,bu  arada ben yeni bir ürün denemeye karar verdim''biber yağı jeli''.vücut sıkılaştırıcı ve inceltici özelliğe sahip,özellile doğumdan sonra göbek ve basen bölgem baya sekil değiştirdi,aynaya bakarken ben bile  baya rahatsız oluyorum,hoş topu topu 4 kilo fazlam var ama baya genişledi vücudum ee kolaymı 23 kilo aldım gene sezeryan doğum yapmama nazaran diyetsiz ve sporsuz iyi kilo verdim.
bakalım babamız geldi ,ona yemek hazırlayalım,günün değerlendirmesini yapalım.
şimdilik bizden bukadar...haaa birde resim ekleyelim unutmadan posta:)

12 Haziran 2010 Cumartesi

KUZEY 'DEN ESİNTİLER.....

canım oğlum bu gece biraz daha sakindi...saolsun benide germedi...istediği arabasında uyumakmış bebeğimin,bizde hiç dokunmadık evin içinde gezindik ve uykuya daldı...sabaha karşı binbir şebeklikle uyandı paşam,yapmadığı kalmadı,annesine ne gülücükler verdi...
babası ile oynadılar,konuştular,koca adam gibi babasının anlattıkları dinledi,babacık ondan ayrılamadı tabi...
bu sabah ağlama stilimize bir yenisi daha eklendi...arada ''bööö'' yapıyo ,sonra ''beeee'' diye ses çıkarıyo...
hahhahha:)))birde dudak büküşü var dillere destan,ağlamaya hazırlıyo kendini,o bana şebeklik yaptıkça bende uyku falan kalmıyo....
eşim diyorki aynı senin gibi ağlıyor,hiç çekici değil ağlaması,bebek dediğin klasiktir ''ıngaaa ıngaaa'' diye ağlar ama kuzey resmen anası gibi böğürüyooooo.....
evdeki tüm ahalinin dilinde kuzey'in bu sabah ki ağlama sesi,herkes onu taklit ediyo millet kırılmış gibi gülme krizinde...bizimki bize bi bakıyo gülüyo,bi bakıyo napıyo bunlar diyip içleniyor...sırf onunla oynuycam diye işe eşofmanlarla geldim birde güzel geç kaldım...ama bugun son gunümüz zaten ,babamız fuardan dönüyor veeee bir süre bizim ananemize gelmemiz sorun olur yaklaşık on gundur burdayız çünkü...
şu internet takıntımı bir türlü yenemedim,sanki olmayınca bir yanım eksikmiş gibi geliyo,illa sabah uyancam gece uyancam bi tur atcam netde...

ama maalesef ki bizim evde net yok ühüüü ühüüü....
evi değiştiririm diye almak istemiyorum...nese kuzey paşadan bir iki resim ekliyeyim sizede azcıkın gülün....

11 Haziran 2010 Cuma

UYUMAK YADA UYUMAMAK İŞTE BÜTÜN MESELE BU.....

canım oğlum ,kuzey'im bugun bana acımış olsa gerek...annecik  azda olsa uyudu,vücudum öle yorgun düştü ki bir saatlik deliksiz uyku bile bana yetti...bugun enercikim:)))
gece oğlum çıldırma derecesinde ağlamadığı için annem baktı,saolsun:)))ben sadece emzirmek için uyandımve geçtim eşimin yanına sarıldım uyudum,onunda memnun olacağını düşünmüştüm...
halbuki yanılmışım,sabah annem bebişi hemen yanıma getirmişti ,çünkü biliyor huyunu biraz terstir benim kocacıkım...
bana dedikleri beni bile düşündürdü...
sen nasıl bir annesin,hiç mi vicdanın sızlamadı onu annenle bırakırken.

sadece iki saat uyumak için bebeğini kokundan mı mahrum bıraktın...
hem o bizimle uyumaya alışıktı(sanki 5 yaşında çocuk)
ben oğlumu neden uyanınca yanımda bulamıyorum,demek ki bir kadın anne olduğu vakit çalışmamalıymış,eşine ve bebeğine daha erimli olması için en güzel zamanlarını işte değil evde geçirmeliymiş....
o geldiği vakit ben uyuyor oluyormuşum bu durumdan çok sıkılmış...
hazır kıta askermiyim ben ,ne yapayım gençlik yıllarımdada uykuya çok meyillli bir yapım vardı benim ,dayanamazdım...
haa birde nedese;o annesine kuzey'i götürmek istediği vakit ben mantar gibi tepesinde bitiyormuşum,hiç yalnız bırakmıyormuşum...(bu arada kaynanamla aynı binadayız) ama ben kendi anneme tüm gece ,hatda tüm gün bırakacak kadar güveniyormuşum ,bu sorun olmuyormuş...
böle uzayıpta giden bir konuşma geçti aramızda...
nese,bende çok sıkıldım artık kuzey'in uyku ve gaz sorununu yazmaktan aa hayatım bunlardan ibaret şimdilik,onun bir pırtı dünyalara bedel benim için...
oğluşum bir ay sonra düzene girecekmiş,üç aylık olduğu vakit yaşam standartımı değişecek sanki....:))))

bu arada ben yine tatil özlemi çekiyorum,ben yine hayatımın düzene girmesini diliyorum,ben yine beynimin bu kadar dolu oluşundan rahatsızım...
hayatımın düzene girmesinden kastım da;iş değişikliği yapıcaz o bir kesinleşse keşke,buna bağlı ev değişikliğide yapıcaz inşlh buda kesinleşse...
bir kadın evini sevmezmi ,evet ben sevmiyorum...yaşadığım muhitide sevmiyorum...
ben bir aile olmak ne demek şuan için bilmiyorum...hayatıma çekirdek aile olarak devam etmek istiyorum ve bunu yapabilirmiyim bilmiyorum hayal gibi geliyor...benim ruh halim kuzey'ede çok yansıyor biliyorum...gene nerden nereye geldim ben ya püfffff .....birde yazacağım konudan sapmamayı öğrensem...:)))

10 Haziran 2010 Perşembe

BİZİM EVDE GREV VAR.....


Grev malum şahış kuzey bey tarafından yapılıyor ve günün ilerleyen saatlerinde tüm halkı buna dahil oluyor,oğlumun burcundan dolayı bir liderlik ruhu olduğunu biliyordum ama bu kadarda grev yöneteceği aklıma gelmezdi...bakmayın siz onun daha iki aylık olduğuna,nasıl bir afacan nasıl bir cin göz anlatamam,resmen hepimizi parmağında oynatabiliyor...
şimdi malum konumuza geçelim:

-dün akşam zaten bir önceki gecenin vermiş olduğu yorgunluk ile yemeği bile zar zor yiyerek tv izlerken uyumuşum,saolsun kocam gelmiş kuzey'in altını değiştirmiş,biraz oynamışlar ve uyutmuş...uyandığında gece saat 1'e geliyordu,mızırdandı emzirdim ,uyur yeniden dedim reddetti,diğer göğsümüde vereyim açmı acaba karnı dedim onu da reddetti...
bu isteksizliğin sonu iyi yere gitmiyor dememe kalmadı bizim ki beyninde tasarlamış olduğu planı aktif hale geçirdi.nasıl bir ağlamak ama,annem koşarak odaya daldı sanmışki emzirirken uyuya kaldım çocukta elimden düştü,allah korusun...ama ortada hiç bir sey yok ,babamız uyanmasın diye hemen evin en ücra köşesine kaçtık,kucakta tutuyorum yok,meme veriyorum yok,rezene uyku çayı yok,zıplatıyorum hoplatıyorum ,çarşafta bile sallamak istemiyor ağlıyor,bir an susuyor on dakika sakin,sonra bir feryat figan yıkıyor ortalığı...
ecel terleri döküyorum allahım,yarı ömrüm geri gitti...
canımın canı ,bal oğlum,güzel bebeğim sen böle ağlarken yüreğim dayanmıyor,elimden bişi gelmiyor,üzülüyorum,sakinleş diye herseyi yapıyorum ama yok nafile....
lanet olsun şu gaz sancılarına artık,ne olur allahım bebeğimin bir yeri ağrımasın onun sancısı benim olsun diyorum...
tabi arada gerilen sinirler had safhada....ne garezin var oğlum diyorum,oturdum o ağlıyor ben konuşuyorum onunla,annem karşımda bana bakıyor ne yapıyorum diye...
- oğlum,kuzum ne var annecim uyusan ya artık bak perişan oldun ,benide delirttin

-aaauuuuu,auuauauuauuu
-kuzey allah aşkına bırak artık garip seslr çıkarmayı bebek ol lütfen ,bebeklerde gece uyur tamam mı sende ye iç yat işte
ve kocaman bir viyaklama sesi

artık gece 4'e geliyordu eşim uyandı,sırayla tüm halkı...
herkez kuzey'in sesli boykotuna katıldı...ben bir kenara çekildim,ağlıyorum,migrenim de tutdu zaten...
iki aylık çocuk tüm aile fertlerini ayakta tutdu ,belki inanmıycaksınız...
sonuç olarak sabaha karşı saat 6'ya geliyordu gözleri şişti ağlamaktan ,yorgun düştü ve uyudu...ama bu süre zarfında aç kaldı,emmedi mama da yemedi...
çok istikrarlı bir oğlum var ....allahım kime çekmiş acaba:)))))
canım oğlum ...
ne olursa olsun,seni çok seviyorum...
tek düşüncem sensin...
eğer gün gelir de bu satırları okursan belki azcık da olsa anneciğini anlarsın...
ben bu büyüme şeklini bir yerden hatırlıyorum ,annem yeniden ozan dayını büyütüyor,ben ise küçük kuzey'le ozan karışımı bir afacanı...

9 Haziran 2010 Çarşamba

YAZ GELMİŞ NEYİME??? TATİL Mİ ODA NE???


bana bir tatil lazım...!!!!!!!!kim ne derse desin buna acayip ihtacım var şu aralar,dokuz ay boyunca bir fill kısıtlanmış olan hayatım ,iki aydır da kuzey tarafından işgal altında,diyeceksiniz ki pişmanmısın,yüksünüyormusun???kesinlikle hayır....sadece kafamı toparlamak ,oğluma az da olsa biraz dinlenmek istiyorum.farklı bir ortam olsun yeter bana.illa ki iki aylık bebe ile kumsal ,güneş,deniz diye tutdurmuyorum aslında.hayallerimde şu var,uzun yeşil ağaçaların gölgesinde ,püfür püfür esen rüzgar eşliğinde,uzanmışız bir hamakta oğlumla öğle uykusu şekerlemesi yapıyoruz :)))of of of düşüncesi bile öyle dinginleştiriyor ki beynimi...hem bedensel hemde ruhsal öğle yorgunum ki...eşimi özledim,onunla uzun uzun yürüyüşlerimizi,pazar sabahı kahvaltılarımızı,kahve eşliğinde gazete keyfi yapışımızı,en önemlisi onunla uyumayı özledim...şimdi ayrı olan yataklarımız ne zaman birleşecek bilmiyorum...zaten hadi bu gece misafir olayım sana desem aramızda mantar gibi biten bir yaramaz var,kendine öyle guzel yer yaptırıyor ki,biz sanki yatakta iki ucunda hiç kavuşamayan iki nehir...bizim yaramaz da beşiğinde uyumadığı keyifli uykuyu nedense yanımızda buluyor,olsun şikayetçi değilim...dört yıl boyunca her gece bunu düşündük eşimle,bir bebeğimiz olacak,sabah tepemize binecek hadi uyanın diye,akşam bende sizinle yatıcam diye ağlıycak,pazar gunlari acaba bugun ne yapsak diye düşündürmüycek bize,oğlum babası ile ormanda top oynuycak,artık parklar bizim ilk adresimiz olacak...hep bunların hayalini kurduk biz...bakalım dedik ,hayırlısı dedik,hep zamana bıraktık...ama dün gece nedense zıvanadan çıkmıştık ikimizde...sebepsiz ağlamalarına bir yenisini daha eklemişti kuzey bey,artık ağlamalarına göz yaşlarıda eşlik ediyor ve ben buna dayanamıyorum...salladık olmadı,emzirmek istedim memeyi kabul etmedi,ayağıma alayım oğlum dedim belki rahatlarsın oradada bir feryat figan...bir turlü sakinleşmeye ikna olmadı,altını değiştirdim,sırtını ovdum,gazını çıkardım,belki sıcaklamıştır dedim pijamasını çıkardım,rezene çayını yaptım,iyi geceler çayını yaptım,evin içinde dolaştık genede susmadı,o ağladıkça bende sinirler hepten gerildi...en son artık emin oldum var bir sıkıntısı ya kesin var dedim ve yarım fitil verdim,annemle salladık uyudu...çünkü eşim benden daha tahammülsüz ve yarın işe gideceği için o uykusuna geri döndü...annelik böle bir sey demekki gece uyuduğumda saat 4'e geliyordu bikaç saatlik uyku ile işe geldim...şimdide resimlerine bakıyorum çok özledim...akşam eve geçince öyle yorgun ve uykusuz oluyourm ki hemen bir kenarda uyukluyorum,oğlumla oynamaya dermanım kalmıyor ,ki tv 'nin sesi biile migrenimi arttırıyor...işte bu yuzden ben tatil istiyorum,oğlumla bas basa kalabileceğim ufak bir dinlence bana çok iyi gelecek...ama bebeke tatil yapılır mı ,yapılırsa nereye gidilir,istanbudan çok uzaklaşmalı mı,hangi otelde kalırsam kuzey'in çılgınca ağlamalarına baskaları tahammül gösterebilir bilmiyorum...ben sadece diliyorum,gönlümden geçiriyorum...bu postu okuyan siz sevgili arkidişlerim için de hazır hayal kurmuşken ,bol bol tatilli gunler diliyorum...

8 Haziran 2010 Salı

BABAMIZ İÇİN BİZDE YARIŞMAYA KATILDIK....

babamız için bizde ,nurturia'ın babalar gunu yarışmasına katıldık....
daha önce böle çok seylere katıldık ama şans bizden yana olmadı....
belki şimdi olabilir,olursa babamız için de cok guzel bir sürpriz olur....
bie oy verirseniz seviniriz....
http://www.nurturia.com.tr/competition/photo/350767a1-77b2-4012-84ed-9d8f0108ae08

7 Haziran 2010 Pazartesi

İÇİMDEN GELDİ YAZIYORUM....

bugün istanbulun tadı yok ya benimde içim bir tuaf...ne zaman hava kapalı olsa zaten benim tadım tuzum olmaz.uykusuz ve yorgun bir gecenin ardından zaten gün içinde ne kadar verimli olablirki insan,kuzey beyin yine ağlama ve gaz sancısı krizi tutdu,ne yaparsam yapayım susmadı,bir ara artık  yarım fitil vermek zorunda kaldım,fitilin etkisimi yoksa ağlamaktan yorgun düşmektenmi bilinmez sabaha karşı uyumuşuz...
bugun aklıma düşünen binlerce kelimeyi yazamadım ya sayfalara daraldım,günlüğümüde evde unutmuşum karalayamıyorum...illaki yazıcam bir sekilde,belki saçmalıycam ama bi şekilde beynimi boşaltmam gerek... bazen diyorum ki acaba kuzey'in sayfasını kendim için işgal etmesem de kendime yeni,cici bir blog dahamı açsam acaba...oda benim olur hem günlük niyetine,hemde dükkana gelen yeni ürünleri kendi kullandıklarımı,atmasyon yemek tariflerimi,arada bir iki ördüğüm bişiler oluyo onları falan koyarım diyorum...yeni doğum yapan annenin zayıflama meceralarını yazarım diyorum...ama birde su geçiyor aklımdan benim zati hali hazırda bir bebek blog sayfam var,bir tane unuttuğum bitki blog sayfam var,ama o eşimin sayfasıydı şimdi ilgilenmiyor ben devraldım azcık düzelttim ama uğramıyorum onada...acaba bir yenisini daha kaldırabilirmiyim yoksa sanal alemde boşunamı yer kaplamış olurum...
nese bakalım var aklımda guzel seyler,bazı seyler kafamda ve hayatımda yola girsinde yaparım bişiler...
çünkü taşınmak istiyorum eşimin ailesinin evinden,kendi yuvamız olsun istiyorum,ozaman vaktim bol olur hemde kafam rahat olur diyorum...çünkü aynı binada oturmak azap verecek kadar kötü,hatda sadece eşimin annesi ve babası olsa iyi belki ama ,görümce elti ve minimum akrabalar eklenince iş çığrından çıkıyor kimsenin de bu durumdan pek haz edeceğini sanmıyourum...
tek umudum iş değişikliği nedeni ile evimi taşımak bakalım kısmet,ozaman kendime ufak bir de dikiş makinası alacağım eee terzi kızı olmak kolaymı azcıkında ben dikeyim...
üfff ne çok sey biriktirmişim beynimde...aslında bunlar sadece ufacık bir kısmı...şimdilik bu kadar azcıkın yemek molası vereyim,karnım acıkınca beynim duruyor,öğrencilik yıllarımdada böleydim ben...e birde emziriyorum ya ondan ac kalmamam gerekiyor..nese özge kaçar:))))

5 Haziran 2010 Cumartesi

ÇALIŞAN ANNE OLMAK....

Boş boş saatlerdir oturuyorum,elim kolum kalkmıyor,içimden de bişi yapmak gelmiyor...işimi seviyormuyum,burası benim dükkanımı onuda bilmiyorum...tek bildiğim bir sey var ben bebeğimi çok özledim...
hamile kaldığım andan doğuma bir ay kalana kadar hep çalıştım,evde nasıl kalırım,ben işimi bırakamam ,hem bebek hem iş nasıl bir arada yürür diye düşünürken şimdi çalışmak falan hak getire...bencilce olacak biliyorum ama hiç bir sey umrumda değil...
acaba bebeğimin küçük oluşumu  buna etken,yoksa ben gercekten ev hanımlığına çok  mu alışmışım?ben kuzey'in annesi,canerin' de eşi olarak mı devam etmek istiyorum kalan yaşantıma...peki gecen sene binbir hevesle açtığın dükkanın ne olacak özge diye soruyorum kendime,verdiğim cevap şu:

-ozaman bir bebeğim yoktu,kafamda bebek yapma düşünceside yoktu,tek düşüncem işimdi,oyuzden bu dukkanı actım,benim için bir meşgaleydi,tüm enerjimi burası için yoğunlaştıyordum...
evet kendi kendime cevabımıda vermiş oldum ... ne amacım acaba?kendi benliğimle mi hesaplaşıyorum,yoksa kendi kendime günahmı çıkarıyorum...

hepi topu on gun kadar çalışacm zaten,ama şimdiden yetti de arttı bile...bebeğim emin ellerde kuşkum yok,annem ve babanem var yanında,arada dedesi geliyor,teyzesi ve dayısı var,yabancı bir bakıcı elinde değil enazından...ama aklıma gelen şu;acaba eve misafir geliyormu,gelirse benim bebeğimi kucağına alıyormu,gelen misafirin çocuğu varmı,ya bebeğimi tutmak isterse ve annem verirse,ya bişi olursa,ya annem acaba bir an dalgınlık edermi,ağlarsa ya susmazsa,acaba ağlayarakmı uykuya daldı,benim kokumu özlyormu vs vs..
anlaşılıyor ki çalışan anne olmak zormuş,herkesin harcı değilmiş...
ben yapamıycağımı anladım çünkü...zaten yavas yavas iş değişikliği yapmak istiyordum,benim değilde daha çok eşime hitap eden onun ben olmadan da yapabileceği bir iş olmalı...ben sadece arada uğramalıyım okadar...
sadece şunu geçiriyorum içimden,allahım sana çok şükür,ya mecbur kalmış olsaydım çalışmak için,ya gercekten bebeğimi annem değilde bakıcı bakmış olsaydı....
çalışan annelere allah kolaylık versin...